25 Ocak 2011 Salı

Maaş konusu

Kitabımdan bir bölüm daha.

BÖLÜM 7-------MÜHİM MEVZUU: MAAŞ KONUSU
Çalışma hayatının başında bir sürü iş görüşmesine gidersiniz. Bu görüşmelere giderken, eş dosttan akıl alır, insan kaynakları hakkında salık veren sitelerden, gazetelerden işe kabul edilmenin inceliklerini araştırırsınız. Size verilen akıllar içinde bir tanesi vardır ki, pek hassas bir konudur. İş görüşmesinde ilk görüşme değilse, maaş konusuna girmeyeceksin. Kaç para maaş verdiklerini sormayacaksın. Onlar sorarsa da ilk görüşme de geçiştirmeye çalışacak, paranın senin için ikinci planda olduğuna karşındaki görüşmeciyi inandıracaksın. Tabi bu konuda öğütlenmiş pek çok genç arkadaşımız, gittikleri iş görüşmelerinde “lütfen şunu doldurun” diye burunlarına uzatılan formlarda son zamanlarda pek popüler olan “ücret beklentiniz” sorusunu görünce “ne yapacağım şimdi” paniği yaşıyorlar. İstedikleri ücreti yazsalar kötü mü olur, düşük birşey yazarsa ve sonra onu o paraya çalıştırırlarsa? Boş bıraksa, paraya hiç önem vermediği düşünülür mü? Yoksa yazmak mecburi mi? Ne yazmalı acaba diye kafayı yerler. Tabi pek bilmiş insan kaynakları uzmanlarının bu soruna da önerdikleri çözümler vardır. Efendim “çoğu şirketin zaten bir ücretlendirme politikası varmış, oraya ne yazarsanız yazın, başvurduğunuz pozisyon için önceden belirlenmiş bir maaşı teklif ederler” diye buyururlar, görüşmeye gidecek zavallılara da formda kesin bir ücret yerine bir ücret aralığı yazmalarını, bu aralık hakkında bir fikir sahibi olmak için benzer pozisyonda çalışan tanıdıklarına sormalarını, internetten araştırma yapmalarını salık verirler. Bence külliyen boş bir uğraştır. Sevgili ülkemde aynı ünvan altında farklı firmalarda çalışan pek çok kişi birbirinden dağlar kadar farklı maaşlar almaktadır. Hem insan, başvurduğu pozisyona benzer bir işte çalışan bir tandığı nereden bulsun. İnternette maaşlarını yazan kimse var mı? Ayrıca her ne kadar firmaların ücret politikaları olsa da pazarlık şansı her daim vardır.
Ama tüm bunlar bir tarafa ben bu maaşın konuşulmaması tabusuna karşı çıkıyorum. İş hayatındaki en büyük sahtekarlıklardan birisi budur bence. Hem görüşmeyi yapan firma yetkilisi hem de iş görüşmesine giden kişi maaşın konuşulmaması konusunda, bende tiksinti yaratan iki kişilik bir oyun sahnelerler. Görüşmecinin elinde bir verilebilecek maksimum maaş bilgisi vardır genelde. Eğer başvurduğunuz iş için uygunsanız, o görüşme boyunca sizin giyiminizden haliniz tavrınızdan, biraz da özgeçmişinizdeki bilgilere dayanarak verecekleri paraya çalışır mısınız diye sizi inceler. Sizse bulunduğunuz ofisten, görüşmeden önce beklediğiniz salondan, etrafta gezinen insanların giyim kuşamlarından size kaç para teklif edebileceklerini tahmin etmeye çalışırsınız. Yetkili özgeçmişiniz yetmezmiş gibi size doldurttukları formunuza akciğer röntgeninize bakan doktor edası ile bakar. Ücret beklentinizin yazılı olduğu sayfaya baktığında siz onun yüzünde bakarak anlamaya çalışırsınız; “acaba çok mu yazdım, yoksa az mı, yoksa bu pozisyon için saçma kalacak bir ücret mi yazdım?” Tam o sırada karşınızdaki soruyu patlatabilir: “ücret beklentisi için …. İle … arası yazmışsınız, beklentiniz bu iki rakamın hangisine daha yakın?” “Ehem öhöm, şey ben” diye ne söyleseniz şaşırırsınız. Size ücret aralığı yazmanızı salık veren o web sitesi yazarına küfür dolu bir e-mail atmaya karar verirsiniz.

Ne gerek var bunlara kardeşim? Niye çalışıyorsunuz? Para kazanmak için, hayatınızı idame ettirmek için. Bedavaya çalışan var mı aranızda? Madem esas amaç para kazanmak, bu birinci öncelik, niye önce bunu soramıyoruz, niye önce bunu konuşamıyoruz? Var mı öyle yağma, siz ilk görüşmede benim canıma okuyun, her birşeyimi sorun, hatta önümüzdeki birkaç yıl içinde evlenecek miyim, evlenirsem çocuk yapmayı planlayıp planlamadığım gibi özel şeyleri bile sorun. Yok efendim çeşitli senaryolu sorularla benim zekamı, sabrımı ölçün. Ben size, “peki siz bana kaç para vereceksiniz” diye sormak için bir ikinci görüşmeye kadar kıvranayım, hatta belki üçüncü görüşmeye kadar. Var mı öyle yağma? En sonunda kabul edilmezsem bu işkencelere kaç para için katlandığımı bile öğrenemeyeyim. Ya da siz beni kabul edeceksiniz belki ama ben o paraya çalışmayacağım. Niye zaman kaybedelim kardeşim? Baştan paşa paşa otursak, siz kaç para verdiğinizi söyleseniz ben kaç para istediğimi söylesem, gerekiyorsa pazarlık etsek, anlaşırsak görüşmeye devam etsek olmuyor mu? Uğruna çalışacağınız maaşınızı sormanız niye tabu, niye uygunsuz? Niye firma yetkilisi canı ne zaman isterse söyleyebilir de siz soramazsınız? Üstelik daha işe alınmadınız, yani şartlarınız eşit, siz henüz oranın bir kölesi pardon “çalışanı” değilsiniz. Üzerinizde, daha işe girmeden neleri sorup neleri soramayacağınız hakkında baskı mı kuruyorlar?

İşte ben bunu anlamıyorum. Bir iş görüşmesinde en çok merak ettiğiniz konu budur bence. Ayrıca işe girip girmemenizi etkileyecek en önemli unsur da budur. Tabi işin kariyer fırsatları, size katacağı tecrübe falan da önemlidir ama maaş hayatınızı idame ettirebileceğinizin altında ise bunların da önemi yoktur. Ya da aslında sevmediği veya kendine uygun bulmadığı bir işi, sırf maaşı iyi diye yapanınız yok mu? Neymiş efendim, maaş en önemli soru imiş. Bunu kabul etmeyen beri gelsin. Ama iş hayatı aslında bir tiyatro olduğu için bu konuda da sadece sahtekarca oynamanız beklenir. Düşündüğünüzü söyler, merak ettiğinizi sorar ve dürüst olursanız hep kaybedersiniz. Nokta.

İş hayatında maaş konusu ile ilgili sıkıntınız tabi ki ilk görüşme ile sınırlı değildir. Yöneticiniz veya patronunuz, iş hayatının her safhasında sizi odasına çağırıp, çeşitli konularda sorgulayabilir, bir sürü iş buyurabilir, her konuda konuşabilir. Ama siz maaşınıza zam istemek, maaşınızla ilgili herhangi birşey konuşmak için onların yanına gitmeye cesaret edemezsiniz. Bu konuda korkutulmuş, pıstırılmışsınızdır. Konuşmaya kalksanız bile çoğu zaman söylemek istediklerinizi tam söyleyemez, konuşmanın gidişatını yöneticinizin ya da patronunuzun eline bırakırsınız. Bu tip cesaretli girişimlerden başarı ile çıkmış çok az insan olur. Neden? Her işinizi sorgulayan, binlerce kez olmamış deyip yap boz oynatan kişiye, aynı pozisyonda aynı süredir çalışan falancaya neden sizden daha fazla maaş verildiğini soramazsınız? Neden? Ya da sorsanız bile, sonradan ne olduğunu hatırlamadığınız bir takım laf kalabalığı ile odadan sepetlenirsiniz. Neden? Çünkü iş hayatı böyledir. Para kazanmak için binbir türlü işkenceye katlanır ama bunu yaptığınız süre boyunca paradan bahsetmeyerek veya önemli değilmiş gibi davranarak rol yapmanız beklenir.

Hiç yorum yok: