25 Ocak 2011 Salı

Çalışıyorum Mutsuzum

Son günlerde eski yazılarımı kurcalayıp duruyorum. Profesyonel olarak çalıştığım dönemlerde bir kitap yazmaya başlamıştım. Kitabın adı da "Çalışıyorum; Mutsuzum!" idi. Kitabı yayınlatma şansım olmadı ancak yazdığım kısımların ziyan olmasına da gönlüm el vermedi. O yüzden bunları blog sayfamda paylaşmaya karar verdim. Aşağıda ilk bölümü bulacaksınız. Okurken bunları 6-7 yıl önce yazdığımı, aslında bir kitap olarak planlandığını ve o zamanlar çalıştığımı unutmayın ki bazı cümleler sizi şaşırtmasın.

BÖLÜM BİR ----ÇALIŞIYORUM; MUTSUZUM!!
Çalışıyorum; mutsuzum! “Yani bu iş yerinde çalıştığım için, bu insanlarla çalıştığım için, bu işi yaptığım için ya da salt çalışıyor olduğum için mutsuzum!!” Kendini böyle hisseden kaç kişi var? Lütfen parmak kaldırsın. Utanmayın, ne müdürünüz, ne aileniz ne de arkadaşlarınız sizi bu kitabı okurken görmeyecek. En azından bu kitabı okuduğunuz için sizin de öyle düşündüğünüzü sanmayacaklar. Ama bundan daha da önemlisi siz nasıl hissediyorsunuz?

Tamam bir bakalım, bir işiniz var. Yaşadığımız ülke Türkiye, işsizlik son beş yılda yaşanan ekonomik krizlerle tavana vurmuş durumda. Yani bir işi olan herkes Tanrıya duacı olmalı. Ve evet sizin bir işiniz var. Belki memnun olmadığınız birkaç şey var ama kimin yok ki? Böyle düşünüyorsunuz değil mi? Ama acaba mutlu musunuz? Kim yüzde yüz mutlu ki? Kabul etmek gerekir ki neredeyse hiç kimse. Peki neden? Bir düşünün çocukken ne olmak istiyordunuz? Ya gençken? Ya şimdi düşününce bugünki aklım olsaydı …. olurdum diyeniniz var mı? Çocukken ya da gençken yapmak istediği işi yapan kaç kişi var? Ne o parmak kaldıran kimseyi göremiyorum. Tamam çocukken ya da gençken biraz havaii idiniz. O zaman istediklerinizi şimdi yapmanız hiç mantıklı değil. Hadi kabul edin artık, hepimiz yaptığımız işlerden nefret ediyoruz, yaptığı işi sevenlerimiz çalıştığı yerden, onu da sevenlerimiz yöneticisinden nefret ediyor. Peki bunu kabul ettiğimize göre ben size ne mi söyleyeceğim. Valla benim işim size itiraf ettirene kadar dı, bundan sonrasını siz düşünün diyeceğim. Hayır, hayır… Bundan daha iyisini yapabilirim. Elinizde tuttuğunuz kitapta öncelikle, benim özgeçmişime bir göz atacaksınız, yani bu hale nasıl geldiğimin, nasıl çalışmaktan duyduğu mutsuzluğu kitaba döken bir insan olduğumun alt yapısını inceleyeceğiz. Sanırım benzer özgeçmişler, firma veya pozisyonlar farklı olsa bile, senaryo olarak sizde de mevcut. Bu yüzden empati yapabileceğinizi umuyorum. Sonra iş hayatında nefret ettiğim, beni mutsuz kılan konu ve durumları bölümler halinde ele alacağım. Bu konu ve durumların sizi de mutsuz etttiğini bildiğimden bir nevi grup terapisi tadında olmasını umuyorum. Genel amacım da bu zaten; anlatıp rahatlamak, rehabilite olmak, sizin de “işte ben de böyle hissediyorum demek ki yalnız değilim” demenizi sağlamak. Sonra size mutsuzluk bir kader mi diye soracak ve alternatiflerinizi eşelemenizi salık vereceğim. Son olarak da denemeye cesareti olmayan ve mutsuz mutsuz kariyerine devam edeceklere birkaç önerim olacak. Şimdi konuyu özetlediğime göre kitabı bu sıralama ile okumanızı rica ediyorum. Yok ben istediğim sıra ile okuyacağım diyenlere bir yaptırımım olmayacak. Bir de madem özeti ve ana fikri vermiş, zahmet edip okumaya gerek yok diye kitabımı bu safhada elinden bırkanlar olabilir. Onlara da diyorum ki “kaçıracağınız şeyler olabilir, sonra mahrum kalmayın, üşenmeyin okuyun!!”

Hiç yorum yok: