13 Kasım 2008 Perşembe

Bana karşı "ben"

Herkes hayatı iki kişilikli yaşar bence: bir ben, bir de olmak istediğim ben diye. Yani aslında herkesin bir asıl olduğu kişilik ve sahip olduğu yaşam var, bir de olmak istediği kişilik ve hayal ettiği yaşam. Çoğumuz bu ikisini kesiştiremez ve hep içimizdeki uktelerle tamamlarız hayatı. Kesiştirebilenler hayatta başarı ve mutluluğa eriştiğine inandıklarımızdır, ya da bizim öyle algıladıklarımız.Mesela ben bayılıyorum hayatı bir ajanda titizliği ile yaşayanlara, gelecek ay ağda randevusunu defterine yazıp atlamayan, 6 ayda bir jinekolağa, senede iki kez dişçiye, belli bir yaşın üstünde iken her sene check-up yaptırmaya gidenlerin hastasıyım. Hiçbir faturayı unutmayan, iade edilmemiş kitapları, cevaplanmamış maili, neden aramadın diye küsen arkadaşı olmayanlara bayılıyorum. Dip boyasını asla farkedemediğimiz, tırnaklarını bakımsız göremediğimiz, saçı sürekli fönlü gibi dolaşanlar, arabası her daim pırıl pırıl olanlar, market alışverişini asla geciktirmeyenler, akşama ne pişireceğim diye öğleden sonra kafa patlatmadan yemeğini hazırlayabilenler, ödevlerini, işlerini son dakikaya bırakmayanlar, her sabah duş alıp sinüzit olmayanlar, gece kaçta yatarsa yatsın sabah erken kalkanlar: soruyorum başka gezegenden misiniz? Yaz kış ipekli ya da saten seksi gecelikleri ile yatağa girenleri, evde bile şık olanları, kapıcıya bile saçını taramadan, rujunu sürmeden kağıyı açmayanları, bir dolap dolusu kıyafet önünde hala giyecek birşey bulamamaktan yakınmayan ve her yere ne giyeceğini gayet iyi bilenleri, alışverişte hep ihtiyacı olan şeyleri alanları, her kıyafetini doğru kombinleyenleri, haftada 4 gün spora gitme azmini gösterenleri de çok kıskanıyorum. Hele yemek yemeği dozunda bırakanları, akşam 6'dan sonra yemeyenleri, ikiz bebek doğurup dal gibi kalanları gördükçe daha fena oluyorum. Okumak istediğim binlerce kitabı zaten okumuş olanlar, bir konunun uzmanı olanlar, bir mevzuda ilk danışılanlar benim ikoncanlarım. Kısacası böyle biri olmak istiyorum yani bunların hepsi olmak! Çok şey mi istiyorum ? :) Efendim duyamadım? Hepsi olmak zaten elimde mi? Evet biliyorum ama olamıyorum işte. Çünkü ben neysem oyum, ötesi yok, "bir ben var benden içerü" durumu yok. Üniversitede iken kankim bana "senin gün gelip de işe gidebileceğine inanamıyorum, nasıl olacaka bu?" derdi, çünkü tam bir gece kuşuydum ve sabahları kalkma problemim vardı. 5 yıl süren çalışma hayatından sonra işi bırakınca özüme döndüm yine, yani yine sabahları kalkamıyorum. "Mevcut ben" baskın çıkıyor, "olmak istediğim ben" güdük kalıyor ne yapayım?Kendime bayılmıyorum sadece yapabildiklerime, yetiştirebildiklerime şükredip, mevcut benle mutlu olmaya çalışıyorum (bknz "şükredebilmek" konulu yazım). Ama daha iyi olabileceğime, olmak istediğim bene ulaşabileceğime de inancımı yitirmiyorum (ümit fakirin ekmeği ne de olsa). Ama hayal kurmak eğlencelidir, benim hayallerimi de bu olmak istediğim ben halleri dolduruyor, hayali bile beni mutlu ediyor :) Hadi siz de düşünün olmak istediğiniz "siz"i ve biraz hayal kurun!

1 yorum:

Kadir dedi ki...

Emin olun o dediklerinizi yapsanız daha sonrada, Yahu bu ben miyim ? Benim istediklerim bunlar mıydı ? diyerekten bunalıma girebilirsiniz. Bu yüzden hayat çok kasılması gereken bir yer değil.

Fakat ben de az yemek yiyebilmeyi, kütüphaneye iade etmem gereken ama kaç ay geçtiği halde vermediğim ve bu yüzden biraz para cezası ödeyecegim, antepte arkadaşımın dügünün tarihini bildigim halde 90 tl yerine 140 tl ye bilet almamdan ve en önemlisi muhasebe kitapları okuyacagım diye düşünce tarihi kitaplarını okumayı ertelememden açıkçası nefret ediyorum. Tamam nefret agır bir kelime bunun yerine uyuz oluyorum diyebilirim.